这是本文档旧的修订版!
Yerleşmenin Neolitik Çağ'da, hiç umulmadık ölçüde, 600 nüfuslu bir köy yerleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Ortalama ömürün 29 - 30 yıl olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte beş bireyin 50 yaşın üstünde öldüğü saptanmıştır. Bunlardan dördü erkektir, beşincinin cinsiyeti saptanamamıştır.[47] Ortalama boy erkeklerde 1,70 kadınlarda 1,57'dir. Kafa yapısı Akdeniz ırkından olduklarını göstermektedir.[44] Bu ırkın kaba ve narin yapıları bir arada görülür, ancak narin yapılılar çoğunluktadır.[48] Bu dönemde nüfusun % 34'ünün bebek ve çocuk olduğu görülmektedir. Çocuk ölümlerinin çoğunlukla 2 - 3 yaş arasında olduğu belirlenmiştir. Bu yaşlar, normal olarak son derece steril bir beslenme tarzı olan anne sütüyle beslenmeden diğer besinlere geçiş yaşlarıdır. Çayönü geleneğinde bebeklerin sütten kesilmelerinin 2 - 3,5 yaşlarında olduğu anlaşılmaktadır. If you treasured this article and you would like to acquire more info with regards to bu bağlantıya göz atın generously visit our own website. [49] Bu yaşlardaki ölümler, bu dış besinlerden alınan patojen unsurlara, enfeksiyonel hastalıklara, örneğin ateşli ishale ve yetersiz anne bakımına bağlanmaktadır.[50][51][52] Bebek ölümleri genelde yüksek oranlı olmakla birlikte Hücre Planlı Yapılar Evresi'nde daha yüksek olduğu görülmektedir.[31] Daha ayrıntılı bir inceleme, 0 - 15 yaş arasındaki ölümlerden % 67'si 0 - 5 yaş arasındaki çocuklarda görüldüğünü ortaya çıkarmaktadır.[29]
Zazacayı dilbilimsel olarak inceleyip detaylı analizini yapan ilk araştırmacı Alman dilbilimci Oskar Mann'dır. 1905/1906 yıllarında Prusya Bilimler Akademisi tarafından batı İrani dillerinin dokümantasyonu ve dilbilimsel analizi için görevlendirilen Oskar Mann Bingöl ve Siverek bölgelerinde kapsamlı Zazaca derlemeler ve dil kayıtları gerçekleştirmiştir. Zazacayı ses bilgisi (fonetik), biçim bilgisi (morfoloji), sözcük bilgisi (leksikoloji), kökenbilgisi (etimoloji) açılarından inceleyen Oskar Mann yaptığı araştırmaların sonucunda Zazacanın Farsça ya da Kürtçenin bir lehçesi olmayıp başlı başına ayrı bir dil olduğunu tespit etmiştir.[59] Mann'ın ölümünden sonra çalışmalarını devralarak ilerleten Karl Hadank, 1932 yılında bu çalışmaları yaptığı gramer analizleriyle beraber “'Mundarten der Zaza” adıyla kitaplaştırmıştır.[60] Hadank da öncülü Oskar Mann gibi Zazacayı başlı başına ayrı bir dil olarak ele almıştır. Zazacanın modern dilbilim tarihindeki yeri Oskar Mann (1906) ve Karl Hadank'dan (1932) sonra David Neil MacKenzie (1961-95), Gernot Ludwig Windfuhr (1989), Jost Gippert (1996), Ludwig Paul (1998) ve birçok yabancı dilbilimci ve araştırmacı ve uluslararası dil otoriteleri Glottolog[61] ve Ethnologue[18] tarafından incelenmiş olup başlı başına bir Batı İran dili şeklinde tespit edilmiştir.[62]
Selam ben Hatice, 24 yaşındayım. Köyde büyüdüm ama köy şartlarına göre gayet bakımlı ve güzel bir kızım. Ortalamanın üstünde bir güzelliğiniz olunca doğal olarak göze çarpıyorsunuz. Bana da bu oldu. Köydeki erkeklerden hep yoğun ilgi gördüm ve içten içe benimle sikişmek istediklerini biliyordum. Gördüğüm bu ilgi beni de onlara itti ve sonunda benden istediklerini aldılar. Ben de onlara istediklerini vermekten büyük zevk aldım. Yaklaşık 3 yıl boyunca ev, ahır, dağ, tarla, bahçe, samanlık demeden her yerde sikiştim. En sonunda bu ailemin kulağına gitti ve beni evden yolladılar. Ben de bunu fırsat bilerek hep kurduğum hayalleri yaşamak için şehre kaçtım. Başlarda köyde gördüğüm ilgiyi şehirde de göreceğimi düşündüm ama manken gibi kızların arasında bu sefer göze çarpmıyordum. Bir şekilde tekrar ilgiyi üzerime toplamak için Diyarbakır escort işine başladım ve sonunda aradığımı buldum. Artık dağlarda sikişmiyordum ama öyle insanlarla sikiştim ki beni zevkten tekrar o dağların tepesine çıkardılar. Onlar benim köylü amcığımı siktikçe ben onlara daha fazlasını yapmaları için yalvardım. Boğazımın dibine kadar soktukları yarrakları nefessiz kalana kadar ağzımın içinde, en dipte tuttum. Memelerimi koparırmışçasına sıkan erkekler amımın sırılsıklam olduğunu fark etti ve buna devam etti. Diyarbakır escort bayan sayesinde yatakta ne kadar sert olabileceğimi, ne kadar zevk alabileceğimi öğrendim. Tekrar ilgi görmek için yaptığım her şey en sonunda işe yaradı.
Performansta öne çıkan bir başka konu ise kullanılan “ben dili”. Sönmez’in, projenin üretim süreci hakkındaki yazısında bahsettiği gibi anlatısını “ben” öznesi ile sunması; kendi kurduğu ilişkilerin samimiyetini güçlendirdiği kadar, izleyiciye ulaştığı mesafeyi de artırıyor. “Ben”; hepimizde çağrışımı olan, içe döndüren bir dil ögesi. Böylece anlatılan hikâyeyle daha yakından özdeşleşmeyi sağlıyor belki de. Bu yoğun benzeşme duygusu, özellikle de cinsel ilişki anlatıları sırasında bir tür rahatsızlık hissi ile beraber gelebilir; eğer bahsi geçen kimlik sizin için “ben” değilse. “Balayı anıları” olarak adlandırdığı tek gecelik gay ilişkileri dinlemek, bedenselliğin her türlüsünün tabu olduğu ahlaka bir darbe niteliğinde zira. Kuir aktivizminde dahi saf dışı bırakılabilen bir konu cinsellik; eşcinsel olmak bir yasak iken, eşcinsellerin yaşadığı cinsellik daha da büyük bir yasak hâliyle. Ne mutlu ki Nadir Sönmez, anlatabilmenin de ötesinde iki erkek arasındaki cinselliğin, oyuncunun sesine etkisini bile yüksek lisans tezinde konu edebiliyor. Görünürlük artırma adı altında toplumun beklediği kişiye dönüşme riskine karşın “ben”i zihniyle, bedeniyle, ilişkileriyle, cinselliğiyle bir bütün olarak kabullenmek ve sunmak… Sanıyorum yapmamız gereken bu.